Adalet Bakanı Tunç, İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı Hakkında Çıkarılan Tutuklama Emrini Yorumladı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) tarafından İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı Hakkında Çıkarılan Tutuklama Emrini Yorumladı

Bakan Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) savcısı Karim Khan’ı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve savunma bakanı hakkında tutuklama emri çıkarmak istediği için övdü ve bu hareketi “gecikmiş ama olumlu” olarak nitelendirdi.

Yılmaz Tunç, X hesabından yaptığı paylaşımında İsrail’i 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle eleştirdi ve bu eylemlerin uluslararası hukuku ihlal ettiğini, yaşam, mülkiyet, güvenlik ve özgürlük hakları da dahil olmak üzere temel insan haklarını hiçe saydığını iddia etti.

Tunç, “Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcılığının İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında işledikleri savaş ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri başvurusunda bulunması gecikmiş ama olumlu bir karardır” dedi.

Bakan Tunç, masum insanları hedef alan İsrailli yetkililerin bir an önce yargılanması çağrısında bulundu ve “Türkiye olarak işgalci İsrail’in işlediği haksızlıkları, soykırımı ve insanlığa karşı suçları her zaman gündemde tutacak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olmaya devam edeceğiz” diye ekledi.

Tutuklama Emri Yinelendi

Khan daha önce Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve siyasi büro şefi İsmail Haniyeh de dahil olmak üzere Filistinli Hamas grubunun üç lideri hakkında tutuklama emri başvurusunda bulunmuştu.

Khan yaptığı açıklamada, Netanyahu ve Gallant’ın geçen yıl en az 8 Ekim’den itibaren Filistin topraklarında, özellikle de Gazze Şeridi’nde işlenen “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar” nedeniyle cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeleri olduğunu söyledi.

İsrail, Hamas’ın 7 Ekim’de 1.200 kişinin ölümüne yol açan sınır ötesi saldırısından bu yana Gazze’de 35.500’den fazla Filistinliyi öldürdü. Hava ve kara saldırıları Filistin yerleşim bölgesini enkaz haline getirerek kitlesel yer değiştirmelere ve temel ihtiyaçlarda eksikliklere yol açtı.

Bu aynı zamanda Ocak ayında Tel Aviv’e, kuvvetlerinin soykırım eylemleri yapmamasını sağlamasını ve Gazze’deki sivillere insani yardım sağlanmasını güvence altına alacak önlemler almasını emreden Uluslararası Adalet Divanı’ndaki bir davayı da tetikledi.